SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-CENAİZ

<< 1524 >>

DEVAM: 31- KIBLE EHLİ ÜZERİNDE NAMAZ KILMAK HAKKINDA BİR BAB

 

حَدَّثَنَا عمار بْن خالد الواسطي، وسهل بْن أبي سهل. قالا: حَدَّثَنَا يحيى بْن سعيد، عَن مجالد، عَن عامر، عَن جابر؛ قَالَ:

 - مات رأس المنافقين بالمدينة. وأوصى أن يصلى عليه النَّبِي صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ. وأن يكفنه في قميصه. فصلى عليه وكفنه في قميصه وقام على قبره. فأنزل اللَّه: {ولا تصل على أحد منهم مات أبدا ولا تقم على قبره}.

 

Cabir (r.a.)den; şöyie demiştir; Medine'deki münafıkların reisi (Abdullah bin Ubeyy) öldü ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kendi gömleğini ona kefen yapmasını vasiyet etti. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun cenaze namazını kıldı. Kendi gömleğiyle onu kefenledi ve kabri başında durdu. Bunun üzerine Allah Teala :

 

«Münafıklardan ölen hiç birisinin üzerinde namaz kılma, mezarı başında da durma.»[Tevbe 84]   ayetini indirdi.

 

 

AÇIKLAMA: İbn-i Ömer (r.a.)'in hadisini Buhari, Müslim ve Nesai de rivayet etmişlerdir. Buhari ve Müslim'in İbn-i Ömer (r.a.)'den olan rivayetleri mealen şöyledir:

 

"Abdulhıh bin Ubeyy öldüğü zaman oğlu (Abdullah) Nebi (s.a.v.)'in yanına gelerek: Ya Resulal!ah! Gömleğini bana ver. Babam'ı onunla kefenliyeyim. Onun üzerine namaz kıl ve ona istiğfar et; diye ricada bulundu. Peygamber (s.a.v.) gömleğini verdi ve: «(Cenaze hazırlanınca) bana haber ver. Üzerinde namaz kılayım.» Buyurdu. Abdullah (r.a.) efendimize haber verdi. Efendimiz cenaze namazını kılmak üzere iken Ömer (r.a.) efendimiz (in arkasından ridasın) ı çekti ve: Ya Resulallah! Allah sizi münafıklar üzerinde namaz kılmaktan menetmedi mi? dedi. Resul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) :

 

«Ben istiğfar etmekte ve etmemekte muhayyer kılındım. Allah Teala: 'Bu münafıklara sen ister istiğfar et, ister istiğfar etme Bunlar için yetmiş defa istiğfar etsen Allah asla onları mağfiret etmiyecektir.' buyurmuştur.» diye cevap verdi. Ve Resül-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) İbn-i Ubeyy'in cenazesini kıldı. Bunun üzerine: «Bu münafıklardan ölenlerin hiç birisinin üzerinde namaz kılma ... » ayeti indi."

 

Bazı rivayetlerde Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: «Ve ben yetmiş defadan daha fazla münafıklar için istiğfar edeceğim.» buyurduğu ilavesi vardır.

 

Ömer (r.a.)'in ilk hadiste söylediği: "Onun namazını kılmaman gerekir." sözüne gelince; Ömer (r.a.)'in maksadı, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'e itiraz etmek değil, münafıklar hakkında gelen ve meali yukarıda geçen Tevbe suresinin 80. ayetinden münafıkların üzerinde namaz kılmamanın gerektiğini anladığını söylemektir. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bu ayetın hükmunü Ömer (r.a.)'e açıklayarak, münafıklar için istiğfar edip etmemek husüsunda serbest bırakıldığını bildirmiştir. Hatta yukarda işaret ettiğim gibi bazı rivayetlerdeki Uaveyi de göz önünde bulundurduğumuzda Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in Ömer (r.a.)'e cevabı ve ayetin hükmünü açıklaması şöyle olur:

 

Allah Teala buyurmuş ki: "Sen ister münafıklara istiğfar et, ister istiğfar etme. Eğer onlar için yetmiş defa istiğfar etsen, Allah onları mağfiret etmiyecektir." Ben istiğfar sayısını yetmişden fazla yapmakla onların mağfiretini dileyeceğim.

 

Özetle Ömer (r.a.) Sözkonusu sözüyle durumun hakikatının açıklamasını ve ayetten anladıklarının doğru olup olmadığını öğrenmek istemiştir. Ömer (r.a.)'in niyeti Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in haşa hatalı hareket ettiğini söylemek değildir. Çünkü Ömer (r.a.)'in böyle bir şey söylemeye hak ve yetkisi yoktur. Çünkü Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in fiil ve hareketleri teşri mahiyetindedir. Ancak şöyle denilebilir: Ömer (r.a.), Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in mezkur ayeti o an için hatırlamadığı ihtimali üzerine ayeti hatırlatmak istemiş olabilir. Hatırlatma, itiraz demek değildir. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) de verdiği cevapta bu ayetin hükmünü belirtmiş namaz kılmaya mani olmadığını bildirmiş ve münafıklara istiğfar etmek: hususunda muhayyer olduğunu belirtmiştir.

 

Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in kendi gömleğini vermesi mes'elesine gelince; Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) İbn-i Ubeyy'in münafık olduğunu, yani zahiren müslüman görünmekle beraber kalben kafir olduğunu bilmekle beraber gömleğini vermiştir. Çünkü İslam'ın hükümleri dış görünüşe göre icra edilir. Bir de İbn-i Ubeyy'in oğlu, samimi bir müslüman idi. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Onun dileğini yerine getirmekle ona ikramda bulunmak istemiştir. Ölen münafık, kavminin reisi olduğu için kavminden bir çok kimse hakiki müslüman durumunda idi. Bu kavmin arasında bir kargaşılığın çıkmaması da önemli idi. Münafık adama Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in gömleğinin bir yarar sağlıyamıyacağı bilinmekle beraber, yukarıdaki nedenle Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) gömleğlni vermiştir.

 

Bazıları demişler ki: Bedir savaşında esir düşen Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in amcası Abbas (r.a.)'ın üzerinde elbise yoktu. İbn-i Ubeyy o gün gömleğini Abbas (r.a.)'a vermişti. Onun bu iyiliğine karşılık olmak üzere öldüğünde Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) de kendi gömleğini ona kefen yaptırmıştır.

 

BU HADİSLERDEN ÇIKARILAN FIKIH HÜKÜMLERİ :

 

1- Gömleğin cenazeye kefen yapılması caizdir.

2- Kafirin ve münafıkın cenaze namazı kılınmaz.

3- Hadis, Peygamber (s.a.v.)'in üstün şefkatine ve merhametine delalet eder.

4- Salihlerin eserlerinden bereket almaya çalışmak meşrudur.

5- Ölünün ölüm haberini vermek meşrudur.