DEVAM: 31- KIBLE EHLİ
ÜZERİNDE NAMAZ KILMAK HAKKINDA BİR BAB
حَدَّثَنَا
عمار بْن خالد
الواسطي،
وسهل بْن أبي
سهل. قالا:
حَدَّثَنَا
يحيى بْن
سعيد، عَن
مجالد، عَن
عامر، عَن
جابر؛ قَالَ:
-
مات رأس المنافقين
بالمدينة.
وأوصى أن يصلى
عليه النَّبِي
صَلَى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمْ. وأن
يكفنه في
قميصه. فصلى
عليه وكفنه في
قميصه وقام
على قبره.
فأنزل اللَّه:
{ولا تصل على
أحد منهم مات
أبدا ولا تقم
على قبره}.
Cabir (r.a.)den;
şöyie demiştir; Medine'deki münafıkların reisi (Abdullah bin Ubeyy) öldü ve
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kendi gömleğini ona kefen yapmasını
vasiyet etti. Bunun üzerine Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun cenaze
namazını kıldı. Kendi gömleğiyle onu kefenledi ve kabri başında durdu. Bunun
üzerine Allah Teala :
«Münafıklardan
ölen hiç birisinin üzerinde namaz kılma, mezarı başında da durma.»[Tevbe
84] ayetini indirdi.
AÇIKLAMA: İbn-i Ömer (r.a.)'in hadisini Buhari, Müslim ve
Nesai de rivayet etmişlerdir. Buhari ve Müslim'in İbn-i Ömer (r.a.)'den olan
rivayetleri mealen şöyledir:
"Abdulhıh
bin Ubeyy öldüğü zaman oğlu (Abdullah) Nebi (s.a.v.)'in yanına gelerek: Ya
Resulal!ah! Gömleğini bana ver. Babam'ı onunla kefenliyeyim. Onun üzerine namaz
kıl ve ona istiğfar et; diye ricada bulundu. Peygamber (s.a.v.) gömleğini verdi
ve: «(Cenaze hazırlanınca) bana haber ver. Üzerinde namaz kılayım.» Buyurdu.
Abdullah (r.a.) efendimize haber verdi. Efendimiz cenaze namazını kılmak üzere
iken Ömer (r.a.) efendimiz (in arkasından ridasın) ı çekti ve: Ya Resulallah!
Allah sizi münafıklar üzerinde namaz kılmaktan menetmedi mi? dedi. Resul-i
Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) :
«Ben istiğfar
etmekte ve etmemekte muhayyer kılındım. Allah Teala: 'Bu münafıklara sen ister
istiğfar et, ister istiğfar etme Bunlar için yetmiş defa istiğfar etsen Allah
asla onları mağfiret etmiyecektir.' buyurmuştur.» diye cevap verdi. Ve Resül-i
Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) İbn-i Ubeyy'in cenazesini kıldı. Bunun
üzerine: «Bu münafıklardan ölenlerin hiç birisinin üzerinde namaz kılma ... »
ayeti indi."
Bazı
rivayetlerde Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: «Ve ben yetmiş defadan
daha fazla münafıklar için istiğfar edeceğim.» buyurduğu ilavesi vardır.
Ömer (r.a.)'in
ilk hadiste söylediği: "Onun namazını kılmaman gerekir." sözüne
gelince; Ömer (r.a.)'in maksadı, Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'e
itiraz etmek değil, münafıklar hakkında gelen ve meali yukarıda geçen Tevbe
suresinin 80. ayetinden münafıkların üzerinde namaz kılmamanın gerektiğini
anladığını söylemektir. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bu ayetın
hükmunü Ömer (r.a.)'e açıklayarak, münafıklar için istiğfar edip etmemek
husüsunda serbest bırakıldığını bildirmiştir. Hatta yukarda işaret ettiğim gibi
bazı rivayetlerdeki Uaveyi de göz önünde bulundurduğumuzda Peygamber
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in Ömer (r.a.)'e cevabı ve ayetin hükmünü
açıklaması şöyle olur:
Allah Teala
buyurmuş ki: "Sen ister münafıklara istiğfar et, ister istiğfar etme. Eğer
onlar için yetmiş defa istiğfar etsen, Allah onları mağfiret
etmiyecektir." Ben istiğfar sayısını yetmişden fazla yapmakla onların
mağfiretini dileyeceğim.
Özetle Ömer
(r.a.) Sözkonusu sözüyle durumun hakikatının açıklamasını ve ayetten
anladıklarının doğru olup olmadığını öğrenmek istemiştir. Ömer (r.a.)'in niyeti
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in haşa hatalı hareket ettiğini
söylemek değildir. Çünkü Ömer (r.a.)'in böyle bir şey söylemeye hak ve yetkisi
yoktur. Çünkü Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in fiil ve hareketleri
teşri mahiyetindedir. Ancak şöyle denilebilir: Ömer (r.a.), Peygamber
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in mezkur ayeti o an için hatırlamadığı ihtimali
üzerine ayeti hatırlatmak istemiş olabilir. Hatırlatma, itiraz demek değildir.
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) de verdiği cevapta bu ayetin hükmünü
belirtmiş namaz kılmaya mani olmadığını bildirmiş ve münafıklara istiğfar
etmek: hususunda muhayyer olduğunu belirtmiştir.
Peygamber
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in kendi gömleğini vermesi mes'elesine gelince;
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) İbn-i Ubeyy'in münafık olduğunu, yani
zahiren müslüman görünmekle beraber kalben kafir olduğunu bilmekle beraber
gömleğini vermiştir. Çünkü İslam'ın hükümleri dış görünüşe göre icra edilir.
Bir de İbn-i Ubeyy'in oğlu, samimi bir müslüman idi. Peygamber (sallallahu
aleyhi ve sellem) Onun dileğini yerine getirmekle ona ikramda bulunmak istemiştir.
Ölen münafık, kavminin reisi olduğu için kavminden bir çok kimse hakiki
müslüman durumunda idi. Bu kavmin arasında bir kargaşılığın çıkmaması da önemli
idi. Münafık adama Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in gömleğinin bir
yarar sağlıyamıyacağı bilinmekle beraber, yukarıdaki nedenle Peygamber
(sallallahu aleyhi ve sellem) gömleğlni vermiştir.
Bazıları
demişler ki: Bedir savaşında esir düşen Peygamber (sallallahu aleyhi ve
sellem)'in amcası Abbas (r.a.)'ın üzerinde elbise yoktu. İbn-i Ubeyy o gün
gömleğini Abbas (r.a.)'a vermişti. Onun bu iyiliğine karşılık olmak üzere
öldüğünde Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) de kendi gömleğini ona kefen
yaptırmıştır.
BU HADİSLERDEN
ÇIKARILAN FIKIH HÜKÜMLERİ :
1- Gömleğin
cenazeye kefen yapılması caizdir.
2- Kafirin ve
münafıkın cenaze namazı kılınmaz.
3- Hadis,
Peygamber (s.a.v.)'in üstün şefkatine ve merhametine delalet eder.
4- Salihlerin
eserlerinden bereket almaya çalışmak meşrudur.
5- Ölünün ölüm
haberini vermek meşrudur.